Bu hafta içinde iki büyük trafik kazası oldu. Bir tanesi dün
sabaha karşı Sivas’ta oldu. Artık Türkiye’de alışık olduğumuz bir başlık bu: “Sivas'ta bir yolcu otobüsünün şarampole devrildiği bildirildi.
Kazada 8 kişi öldü, çok sayıda yaralı var” Trafik kazaları haberleri, artık
vaka-i adiyeden (sıradan bir olay) oldu. Neredeyse, gazetelerde iki gün trafik
kazası haberi olmasa, dünya tersine mi döndü diyeceğiz. Geçen hafta da
Kayseri’de büyük bir trafik kazası olmuş ve bu kazada da 21 kişi ölmüş, 29 kişi
yaralanmıştı. O haberin başlığı da artık alıştığımız başlıklardan biriydi: “Yolcu otobüsü şarampole yuvarlandı; 21 ölü, 29 yaralı!”
Kayseri’deki kazaya sebep olan otobüsün sürücüsünün basına
verdiği demece bir bakalım: “‘ Kar yağışı ve tipi olduğu için süratim fazla
yoktu. Ancak, burası Uzunyayla olarak bilinen yüksek bölge olduğu için
sanıyorum yolda gizli buzlanma oldu. Bir anda direksiyon hâkimiyeti kayboldu.
Otobüsün devrilmesini önleyemedim. Anlık bir kazaydı“. Sürücüye kalırsa, tüm
suçlu ve kök sebep gizli buzlanma olarak görülüyor. Ama
basındaki haberleri okuduğumuzda, otobüsün lastiklerinin eski ve kaplama lastik
olduğunu, yolcuların ise emniyet kemerlerini takmadığını görüyoruz. Tabii ki,
gizli buzlanma olma riskinin bilindiği bir yolda sürücünün söylediklerinin
aksine otobüsün hızlı gittiğini de okuyoruz.
Vermiş olduğum iç denetim ve iç kontrol eğitimlerinde
şirketlerdeki iç kontrollerin yeterliliğini ve etkinliğini anlatırken, ulaşım
araçlarının tasarımları ve sürücülerin bu araçlardaki bu tasarımları
kullanmalarını ve diğer uygulamalarını sıklıkla bir
metafor olarak kullanıyorum. Ulaşım araçlarının bir yerden bir yere gitmesi ve
giderken yolcu ve/veya yük taşıması (bir amaca ulaşılması); güvenli olarak
gitmeleri gibi konularda bu ulaşım tasarımlarından; ulaşım aracı dışında olan
ve ulaşım aracının hedefine güvenle gitmesi için tasarlanmış olan diğer
kurallardan; tabii ki bir de araçları kullananların ve seyahat edenlerin bu
tasarımları etkin olarak uygulamasından bahsediyorum. Tasarımlar yeterli
değilse veya etkin olarak uygulanmıyorsa, aracın hedefine ulaşamama, güven
içinde ulaşamama gibi risklerin yüksek olduğunu anlatıyoruz. Organizasyonların
da hedeflerine ulaşma konusunda, hedeflerine ulaşma konusunda önlerine çıkacak
riskleri bertaraf edecek, en az seviyeye indirecek iç kontrolleri yeterli bir
şekilde tasarlamalarını ve bunları etkin bir şekilde uygulamalarını
anlatıyoruz. Yapılan denetimlerde de, iç kontrollerin etkin bir şekilde
uygulanmamasıyla ilgili ulaşılan bulgularda bunun kök sebebini bulmamız
gerektiğini anlatıyoruz.
İç denetim ve iç kontrol dersini burada bırakıp, trafik
kazalarındaki bu korkunç tablonun kök sebeplerine inmek istiyorum.
Kazaların sonucunda gördüğümüz tabloda kazaların ve bu
kazalardaki ölüm ve yaralanmaların nedenleri olarak karşımıza şunlar çıkıyor.
-
Aşırı hız
-
Şoförün uyuması
-
Hatalı solama
-
Araçlarda aşırı yük veya yolcu olması
-
Güvenli bir yolculuk için uygun olmayan hava
şartlarında yolculuk yapılması
-
Benzin ya da mazot yerine 10 numara yağ
kullanımı
-
Araçların freninin boşalması (bakım yapılmaması
nedeniyle)
-
Araçların lastiklerinin gerekli kalitede
olmaması
-
Emniyet kemerlerinin takılmamış olması
-
Alkollü araç kullanılması
Otobüs ve kamyon gibi ticari uzun yol araçlarının getirisini
etkileyen faktörler
-
sefer sayısı,
-
az yakıt yakması veya ucuz yakıt yakması
-
bunları kullanan şoförlere az ücret ödenmesi
-
bakım masraflarının düşük olması
-
lastiklerin az maliyet çıkarması olarak
sayılabilir.
Otobüs veya kamyon sahipleri, daha fazla sefer yaparak veya
daha fazla yük/yolcu taşıyarak daha fazla hasılat yapmak istemektedirler. Daha
fazla sefer yapmak için araçlar, aşırı hız yapmakta, hatalı sollama yapmakta
veya güvenli bir yolculuk için uygun olmayan hava şartlarında yolculuk yapılmaktadırlar.
Bu durum, kazaların meydana gelmesindeki en önemli nedendir. Burada dikkat
etmemiz gereken, kazanın sebebinin aşırı hız, hatalı sollama veya uygun olmayan
hava şartlarında yolculuk yapılması olması ama kök sebebinin aşırı para kazanma
hırsının ulaşım aracının hedefine güvenle gitmesi için tasarlanmış olan
kuralların yani iç kontrollerin uygulanmamasına neden olmasıdır.
Daha fazla hasılat için istiap haddinden yani kapasitesinin
üstünde yük ve yolcu taşımaktadırlar. Aşırı yük zaman çoğunlukla araçların
dengesinin bozulmasına neden olmakta, fazla yolcu taşınması ise yolcuların
yolculuk esnasında güvende olacakları yerlerin dışında taşınmasından, ya da
yolcu taşımaya müsait olmayan araçlarda yolcu taşınması ile yolcu taşınmasından
dolayı yolcuların normal koşullarda bile hasara uğrama olasılıklarının
artmasına, büyük kazalarda ise hayatlarını kaybetmelerine neden olmaktadır.
Burada da kök sebebin aslında yine aşırı para kazanma hırsı olduğuna ve bu
sebeple güvenlik ile ilgili kuralların uygulanmadığına dikkat etmeliyiz.
Otobüs ve kamyon sahipleri, daha fazla para kazanmak için
maliyetlerini en aza indirmek istemektedirler. Bunu yaparken, benzin ya da
mazot yerine 10 numara yağ kullanımı, araç bakımlarının zamanında yapılmaması
veya ucuz ama yetkisiz servislerde yaptırılması, lastiklerin zamanında
değiştirmemesi, kış lastiği takılmaması, kaplama lastik kullanılması gibi
yollara başvurmaktadırlar. Bu araçların taşıdıkları yolcu veya yükleri güvenle
hedefe ulaştırmak üzere tasarlanmış araçların düzgün çalışmamasına neden
olmakta, yani iç kontrol tasarımlarının bozulmasına neden olmaktadır. Ayrıca
maliyetlerin azalması için uzun yollarda 2 şoför kullanılması gerekirken tek
şoförün çok uzun saatler boyunca araç kullanması yoluna başvurulmakta bu da
dikkati azalan şoförün kaza yapmasına veya araç kullanırken uyuya kalıp kaza
yapmasına sebep olmaktadır. Bu da araçların yük veya yolcularını hedefe güvenle
götürmek için yapılan tasarımlarının etkin bir şekilde uygulanmasına engel
olmaktadır. Bu iç kontrollerin uygulanmamasının kök sebebi de yine para kazanma
hırsıdır.
Bir otobüs veya bir kamyon da yük veya yolcu taşıdığı zaman bir
işletmedir. Her işletmede olduğu gibi otobüs ve kamyonların hedeflerine güven
içinde ulaşmaları için uygulanması gereken iç kontroller vardır. Bu iç
kontrollerin bir kısmı bu araçlar imal edilme aşamasında tasarlanmıştır. Bu
tasarımda bazı malzemelerin düzenli bakımı veya değişimi ve bu tasarımı güvenle
çalıştıracak uygun enerji kaynağının da sağlanması yine iç kontrollerle
belirlenmiştir. Ayrıca bu araçları kullananların uyması gereken trafik
kuralları da birer iç kontrol kuralı olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde
son 1 hafta için de gördüğümüz ölümlü 2 büyük otobüs kazasının kök sebebinin
daha fazla para kazanma hırsı olduğu açık olarak karşımıza çıkmaktadır.
Aslında daha fazla para kazanma hırsı, bütün işletmeler için
iç kontrollerin yeterli tasarlanmaması, yeterli tasarlanan iç kontrollerin
değiştirilmesi veya etkin olarak uygulanmamasına neden olmakta bu da işletmeler
için büyük kazalara (yolsuzluklar, zararlar, suiistimaller, iflaslar) neden
olmaktadır.
Kök sebep olan daha fazla para kazanma hırsını önleyecek
olan ülkemizdeki iş etiğinin geliştirilmesi; işletme sahibi, yönetici ve diğer
çalışanlarının ahlaklı bir çalışmanın önemini ve faydasını anlamalarını
sağlamaktır.
Saygılarımla,
Besim Çalışkan