
Peki şimdi de bu hikayedeki binayı bir işletme olarak değiştirelim, kırık camlara da, işletmede bozulan düzen veya uygulanmayan veya yeterli bir şekilde tasarlanmayan iç kontroller olarak bakalım ve hikayeye kurumsal bir hava katalım. Bir işletmede küçük düzensizlikler meydana geldiğinde yani işletmenin hedeflerine ulaşma yolunda karşısına çıkacak riskleri bertaraf edecek, azaltacak iç kontrollerin uygulanmasında zaaflar ortaya çıktığında, eğer bu küçük düzensizliklere, iç kontrollerin uygulanmasında yeni yeni başlayan zaaflara dur demezseniz, hem işletme içindekilere, hem de dışındakilere bu işletmede artık düzenin, iç kontrollerin yönetim tarafından sahiplenilmediği, savunulmadığı imajını vermiş olursunuz. Eğer işletmenin iç kontrollerinin yönetim tarafından sahiplenmediği mesajı verilirse, işletme içinden ve dışından işletmenin diğer bütün iç kontrollerinin, kurallarının uygulanmasında büyük zaaflar meydana gelecek ve işletme artık düzeni tamamen yitirmiş olacaktır.
Bir binanın kırık camlarını bir işletmedeki iç kontrolleri anlatmak için metafor olarak kullanmamızı “Kırık Camlar (Pencereler) Teorisine (Broken Windows Theory)” borçluyuz. Bu teori, “ABD'li suç psikologu Philip Zimbardo'nun 1969 yılında yapmış olduğu bir deneyden esinlenerek elde edilmiş olan [1], kentsel bozukluk üzerine anti-sosyal davranışlar ve diğer suçlardaki vandalizm davranışları/belirtileri ve normları işaret eden kriminolojik bir teoridir. Teori, düzen halindeki kamuya açık kentsel ortamlarda düzenin sürdürülmesi, daha ciddi suçların ve vandalizmin oluşmamasını önlemek amacıyla izlenmesi anlamına gelir. Amaç; düzende bozulan küçük şeylerin tekrar düzenli olacak şekilde değiştirilerek, düzenin sağlanmaya devam edilmesidir.” Sosyal bilimciler James Q. Wilson ve George L. Kelling tarafından aylık olarak yayınlanan Atlantik derginin 1982 yılı Mart ayındaki sayısında [2] yayınlanan Kırık camlar makalesinden bir bölüm teoriyi daha iyi açıklamaktadır; “Birkaç kırık penceresi olan bir bina düşünün. Camlar tamir edilmemişse vandallar birkaç cam daha kırmaya meyillidir. Sonunda bina boş ise tüm camları kırılabilir, gecekonduysa belki de yangın dahi çıkarabilirler. Ya da bir kaldırım düşünün. Burada bazı çöpler birikir. Yakın zamanda bu çöpler daha fazla birikir. Sonunda buradaki restoranlar, hatta paket servis yapan insanlar bile çöpleri araba ile poşetler halinde getirerek buraya atarlar.”

Yukarıdaki alıntıdan bir işletmede terk edilmiş (yönetim tarafından sahiplenilmeyen) düzenin (iç kontrollerin) işletmenin etik değerleri en yüksek olduğu düşünülen çalışanları tarafından da yok sayılıp çiğneneceğini anlayabiliriz.

Bu teorinin ışığında bir camı kırılmış (bir iç kontrolün uygulanmasında zaaf oluşmuş, bir etik değeri çiğnenmiş) bir işletmenin yapması gerekenler olarak şunları sayabiliriz:
- Eğer bu iç kontrolde uğranan zaaf seviyesine göre sorumlu olan çalışanla ilgili bir yaptırım olmalı, çalışanın tekrar bir iç kontrolü uygulama ile ilgili bir zaaf göstermemesi için gerekli, eğitim, motivasyon ve önlemlerin alınması gerekmektedir.
- Bu iç kontrolün ve bununla bağlantılı diğer iç kontrollerin yeterliliği sorgulanmalı ve bu iç kontrolün hedeflere ulaşmada karşılaşılacak ilgili riskleri önlemek veya küçültmek için yeterli bir şekilde tasarlanıp tasarlanmadığı kurumun o konuyla ilgili çalışanları ile birlikte değerlendirilmelidir. Gerektiği takdirde ilgili iç kontroller yeniden tasarlanmalıdır.
- Bu iç kontrol ve bağlantılı iç kontrollerin etkin olarak uygulanıp uygulanmadığını tespit etmek amacıyla, gerekli iç denetim testleri yapılmalıdır. Etkin bir şekilde uygulanmadığı tespit edilen iç kontrollerin neden olduğu başka düzensizlikler (kırık camlar) varsa bu iç kontrollerin etkin bir şekilde uygulanması için gerekli düzenlemelerin (eğitim, motivasyon, çalışan değişikliği gibi) yapılması planlanmalıdır.
Bir işletmenin iç kontrollerinin yeterli bir şekilde tasarlandığı ve etkin bir şekilde uygulandığı yönünde çalışmalar yaparak işletmenin yönetim kuruluna makul bir güvence verecek, eğer tasarımda veya uygulamada zaaflar varsa bunlarla ilgili tavsiyelerde bulunacak olanlar işletmenin iç denetçileridir. Yani kırılan camları değiştirecek ve tekrar kırılmayacağından emin olmak için yapılacakları iç denetçiler tavsiye edecektir. İç denetçiler bir kurumda ne kadar çok güçlü bir konumda çalışıyorlarsa (bağımsızlıkları ve objektiflik bir şekilde çalışmaları sağlanıyor ve tavsiyeleri dikkate alınıyorsa), iç kontrollerin riskleri önlemesi konusunda zaafa uğranılması olasılığı minimum seviyeye düşürülmüş demektir. Yani camlarınız iç denetçilere emanettir. Hiç cam kırılmayacak diye bir şey yok ama iç denetçiniz kırılan camın değiştirilip bir daha kırılmaması için yapılması gerekenlerin belirlenmesinde en çok güveneceğiniz takım oyuncunuzdur.
Saygılarımla,
Besim Çalışkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder